ana sayfa + dB müze
 


BAUHAUS OKULU’NUN TÜRKİYE’YE YANSIMALARI: SANAT EĞİTİMİNDE BİR KÖY ENSTİTÜLERİ PRATİĞİ; “ders BELGELİĞİ” ATÖLYESİ ÜZERİNE BİR İNCELEME

Ezgi KAPLAN
SALT ARAŞTIRMA FONLARI – 2024 PROJELERİ

Salt Araştırma Fonları’yla 2024 yılında desteklenen 183 proje arasından, desteklenen 6 projenin bulguları, 13 Aralık Cuma günü Salt Galata’da gerçekleştirilen programla tartışmaya açıldı. Salt Genel Müdürü Deniz Ova’nın açılış konuşması ile başlayan program yüzyüze ve çevrimiçi ortamda yoğun ilgi gördü.

Seçici Kurul üyelerinden Prof. Dr. Gülhan Balsoy (İstanbul Bilgi Üniversitesi), Doç. Dr. Ayşe Erek (Kadir Has Üniversitesi) ve Doç. Dr. Bilge İmamoğlu’nun (TED Üniversitesi) moderatörlüğündeki oturumlarda araştırmacılar, çalışmalarının yöntem, süreç ve verilerine ilişkin sunumlarını yaptılar.

Doç. Dr. Ayşe Erek’in moderatörlüğündeki ikinci oturumda ‘sanat’ başlığında seçilmiş projelere yer verildi. ders BELGELİĞİ öğrencisi Ezgi Kaplan bu oturumda, “Sanat Eğitiminde Bir Köy Enstitüleri Pratiği; ‘ders BELGELİĞİ’ Atölyesi Üzerine Bir İnceleme” başlıklı projesi için sunumunu gerçekleştirdi.

 

BAUHAUS OKULU’NUN TÜRKİYE’YE YANSIMALARI: SANAT EĞİTİMİNDE BİR KÖY ENSTİTÜLERİ PRATİĞİ; “ders BELGELİĞİ” ATÖLYESİ ÜZERİNE BİR İNCELEME  >>>>  Bu bağlantıdan hazırlanan kitapçığa ulaşabilirsiniz

Alıntılar........
1995 yılında Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Resim-İş Öğretmenliği Anabilim dalında H. Avni Öztopçu’nun atölyesinde başlatmış olduğu bir etkinlik, eğitim öğretim metodu olan ders BELGELİĞİ’nin tarihsel süreç göz önünde bulundurulduğunda Bauhaus felsefesi ve Türk eğitim sistemindeki önemli bir yansıması olan Köy Enstitüsü eğitim yapılanmasının izlerini taşıdığını belirtebiliriz. Ancak söz konusu benzerlik ve farklılıkları irdelemeye başlamadan önce ders BELGELİĞİ’ni ortaya çıkışı itibariyle üzerine yazılan akademik metinler, öğrencileri ile de yapılan mülakatlar ve gözlemlerim itibariyle okumaya başlamak isterim.

ders BELGELİĞİ, 1995 yılında Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Resim-İş Öğretmenliği Anabilim dalında H. Avni Öztopçu’nun r8 numaralı atölyesinde başlamış olan bir etkinliktir. Ders notları dergiye dönüşür ve zamanla dergi, içinde birçok süreci kapsayan belleği olan bir oluşum durumuna ulaşır. ders BELGELİĞİ mezunu Leyla Mengüç’e göre ders BELGELİĞİ “çağın gereksinimleri ve geçmişin hesaplaşması içinde doğa ile ters düşmeyen etik, estetik, dinamik bir eğitim ve üretim sürecidir” (Çitfcibaşı, 2023).


ders BELGELİĞİ nedir? sorunu Açık Radyo’da gerçekleştirilen Toplumsal Dönüşüm için Sosyal Girişimcilik Programı’nda dB mezunu Selin Yağmur Sönmez aşağıdaki gibi yanıtlamıştır;
“…Belgelik, Arşivin Türkçesi aslında ve ders BELGELİĞİ de derste yapılıp edilenlerin belgelenmesi, bir bellek, bir hafıza oluşturması anlamına geliyor. Bu amaçla yola çıkıyor ama kapsamı giderek genişliyor. Sanatın diğer disiplinler ile kurduğu ilişkiyi dert edinen bir yapısı var ders BELGELİĞİ’nin. Öğrenciler diğer disiplinler ile sanat alanının nasıl bir ilişki kurabileceğini araştırıyor. Bu araştırmalar da genellikle bir ihtiyaçtan doğuyor. Yani bir formülü yok ders BELGELİĞİ’nin ve hazır bir reçete içermiyor aslında… ders BELGELİĞİ her şeyden önce öz düşünümsel bir yapı. Yani bir öğretmen tarafından ortaya atılmış bir öğretim modeli ve öğrenciler için uygulama alanı değil, öğrencilerin kendi yapıp ettiklerini kendilerine dönerek tekrar yorumladıkları, düşündükleri, çeşitli eğitimsel problemler çıktığında çözüm önerilerini durup düşünüp birlikte geliştirdikleri ortaklaşa gelişen bir eğitim aslında. Bunu bizim için de tanımlamak bir zor çünkü her zaman kesin sınırları olmuyor yaptığımız işlerin. Doğrudan bir tanımı olmuyor. Sanat da biraz böyle. Bir problem çıkıyor ve bu probleme çeşitli çözümler üretilmeye çalışılıyor ya da bir ihtiyaç doğuyor. Örneğin dış mekan çalışması yapacak bir sanat öğrencisi dışarıya çıkıyor, doğayı gözlemliyor ama bu doğa gözlemi salt araçsal bir akılla ya da faydacı bir yaklaşımla yapılmıyor. O doğa, doğanın içerisindeki insan içerisinde yaşayan bir varlık olduğunu fark ediyor, bunu algılıyor, kendi konumunu değerlendiriyor… Doğa bir nesne, dışsal bir yapı değil, onun bir parçasıyız. Bu bilinçle hareket ediyor ders BELGELİĞİ… ders BELGELİĞİ’nin temel amacı kendi mesleğinin hakiki insanı olacak bireyler yetiştirmek, yani temel amaç daha toplumsal, burada ferdi bir mesele değil, öğrenciler daha çok sahada çalışıyor, sahada aktif oluyor, uygulayarak görüyor, öğreniyor, probleme çözüm bulmaya çalışıyor. Bizim aslında disiplinlerarasılık dediğimiz mesele de böyle gelişiyor.” (Selin Yağmur Sönmez, 25.07.2024, Toplumsal Dönüşüm için Sosyal Girişimcilik Programı, Açık Radyo)

Proje kapsamında yürütülen araştırmaya katılım sağlayan katılımcılardan Yıldırım İnal ise ders BELGELİĞİ nedir? sorusunu aşağıdaki gibi yanıtlamıştır;
"ders BELGELİĞİ’ni belirli bir tanımla ile açıklamak zor olsa da, parçalarını, süreçlerini ve hedeflerini değerlendirebilirim. Temelinde sanat eğitimi sürecine ve yöntemine dayanan bir yapı bulunur. Bu süreç, belirli bir düzen içinde ilerler ve seçilmiş konularla öğrencilere kendilerini, toplumu, doğayı, insanı, insanlığın geçmişini ve geleceğe dair birikimlerinin ortaya koyduğu yapı ve söylemleri sorgulama fırsatı tanır. Bu sorgulama sürecinde öğrenci, araştıran ve üreten bir birey olarak kimlik arayışını destekleyen metabilişsel bir gelişim zemini kazanır. Öğrenci, sorgulama ve araştırma süreçlerinin çıktısını iki boyutlu ve üç boyutlu üretimlerine nasıl aktarabileceğini öğrenirken, bu aktarım sırasında nelere dikkat etmesi gerektiğini de kavrar. Üreteceği kurgunun öğeleri arasındaki devinimi, tüm temel prensipleriyle ele alarak düşünür ve sorgular. Ayrıca müzik, felsefe ve edebiyat gibi disiplinler arası dinamikleri değerlendirir ve bu dinamikleri üretimlerine dahil eder. Bu süreçler, ders BELGELİĞİ’nin kendini ve toplumu kavrayan, araştıran, üreten, yaşama değer katan, yani "mesleğinin hakiki insanı olan kültür öğretmenleri yetiştirme" hedefine katkı sağlar. BELGELİK ve kolları, Joseph Beuys'un "sosyal heykel" kavramını ve "7000 Meşe" projesini anımsatır. Belgelik de tıpkı Beuys'un "sosyal heykel" kavramına paralel olarak yaşayan bir yapı gibi hareket eder. Öğrenciler ve mezunlar burada bilgi, deneyim ve düşünceleriyle bir iz bırakır; bu birikim zamanla şekillenir, yenilenir ve zenginleşir. Böylece BELGELİK, geçmişten geleceğe uzanan, bireylerin katkısıyla yaşayan ve dönüşen bir organizmaya dönüşür. Sürekli yenilenen öğrencileri ve mezunlarıyla yaşayan bir organizma gibidir; değişir, dönüşür ve dönüştürür; geçmişi ve şimdisi olan bir yapıdır. Böylelikle geleceğe dokunabilen, an'da olan hakikati yaşayabilen bir organizma haline gelir."

Bu araştırma projesi kapsamında yürütülen saha araştırması kapsamında nitel araştırma yöntemlerinden mülakat yöntemi tercih edilmiştir. Araştırma evrenini bu atölye ile hayatının bir döneminde karşılaşmış kişiler ile sınırlandırılmıştır. Örneklemi ders BELGELİĞİ öğrencileri/mezunları ve ders BELGELİĞİ’ni dışarıdan takip eden farklı meslek gruplarından katılımcılar oluşturmaktadır. Araştırma 44 ders BELGELİĞİ öğrencisi/mezunu ve 18 dışarıdan katılımcı olmak üzere toplam 62 kişinin katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın zaman sınırlılığı dikkate alınarak mülakat soruları katılımcılara online ortamda oluşturularak iletilmiştir. Araştırma sonucunda elde edilen veriler çalışma kapsamında odaklanılan konular bakımından değerlendirilmiştir.

ders BELGELİĞİ nedir? sorusuna katılımcıların verdiği cevaplar incelendiğinde;
Araştırmaya katılım sağlayan 62 katılımcı ders BELGELĞİ nedir? sorusunu yanıtlarken sık olarak aşağıdaki kelimeleri/kavramları tekrar etmişlerdir;
Avni Hoca, Doğa, Felsefe, Tarih, Kollar, Kolektif, Disiplinlerarası, Arşiv, Bellek, Hafıza, Koruma, Birikim, Yaparak Yaşayarak Öğrenme, Öğrencinin Aktif Olması, Özgürlük, Özgünlük, Alanın Hakiki İnsanı
Ve yapılan tanımlar da bu kavramlar etrafında anlam bulmuştur....

ders BELGELİĞİ öğrencilerin gönüllü katılımları ile kendi tarihini ve belleğini oluşturur, korur ve bunu farklı kanallar vasıtası ile geleceğe taşır. Böylesi bir oluşum, alanının hakiki insanı olmayı amaç edinmiş öğrencisini doğrudan destekler. Eğitimin salt dört duvar arasına sıkıştırıldığı modelleri için bir alternatif niteliği taşımaktadır. BELGELİK, öğrencinin kendi sürecini besleyebileceği yaşayan bir hafıza gibidir ve öğrencilerin gönüllü katkıları ile yaşamaya devam eder. Çalışma kolları ise öğrenciye çevresi ve kendisi ile ilgili olarak bir keşif alanı sunar ve kendine bir adım daha yaklaşırken insanı çevresi ile bir bütün olarak kapsar....

ders BELGELİĞİ eğitim modeli sizce yaygınlaştırılmalı mı? Mevcut atmosferde sizce buna ihtiyaç var mı? Bu nasıl olabilir? Konuya ilişkin olarak düşünceleriniz nelerdir? sorusu yöneltilmiştir.

Katılımcılardan Zekeriya Ezelhan bu modelin yaygınlaştırılmasını aşağıdaki şekilde gerekçelendirmektedir;
“ders BELGELİĞİ eğitim modelinin yaygınlaştırılması, özellikle ülkemizdeki sanat eğitimi sisteminin daha derinlemesine düşünme ve yaratıcı üretim eksikliklerini gidermek açısından oldukça önemli. Mevcut sistem, genellikle ezbere dayalı ve bireysel yaratıcılığı sınırlayan bir yapıda. ders BELGELİĞİ, sanatın sadece teknik bir beceri değil, aynı zamanda düşünsel, felsefi ve disiplinler arası bir süreç olduğunu vurguluyor. Bu model, öğrencilerin sanatçı kimliklerini geliştirmelerine olanak tanır ve sanatı yaşamla birleştirir. Bu modelin yaygınlaştırılması, sanat eğitimi veren okullarda ders içeriklerinin yeniden düzenlenmesi ve sanatın yalnızca bir beceri değil, bir düşünce sistemi olarak ele alınmasıyla sağlanabilir. Özellikle doğa, felsefe ve diğer disiplinlerle olan bağlantının güçlendirilmesi, sanat öğrencilerinin daha derin bir anlayış kazanmasını sağlar. Bu, sanat eğitmenlerinin de aynı şekilde yeniden eğitilmesi ve sanatçı kimliklerinin güçlendirilmesiyle desteklenmelidir. Sonuç olarak, ülkemizde sanat eğitiminin yaratıcı, özgür ve disiplinler arası bir yapıya evrilmesi için ders BELGELİĞİ modeli kritik bir rol oynayabilir. Bu, sanatı sadece teknik bir beceri değil, insanı derinleştiren bir süreç olarak gören yeni bir anlayışı teşvik eder.”

Katılımcılardan Merve Çiftcibaşı, ders BELBELİĞİ modeline duyulan ihtiyacı ‘zaman’ boyutu üzerinden ele almaktadır; “…İnsan tarihsel yapısını unutarak hayatın hızında kaybolmalar yaşamaktadır. Durup düşünebileceği, sorular sorabileceği alanlara ihtiyaç duyar. İnsanın bu durumunun temelinde eğitim de vardır. Eğitimin gelir geçer durumu, süreksiz bir eğitimle tarihsel yapı kaybolmaktadır. Geçmişi unutan sadece ‘an’da yaşayan bir insan yapısı meydana gelmiştir. Geçmişiyle yüzleşen, zamanın boyutlarındaki bağı güçlendirmek için belgelik ve bellek gibi kavramlar karşımıza çıkmaktadır. ders BELGELİĞİ eğitim modeli Belgelik ve bellek kavramlarını eğitime dahil ederek zamanın boyutlarını eğitimle ilişkilendirmektedir. Süreçlerin anlamlandırıldığı, kuşaktan kuşağa oluş halinde olan bir eğitim sisteminin günümüzde yer alması gerekir. ders BELGELİĞİ eğitim modeli daha görünür hale gelerek farkındalık yaratabilir ve bir örnek olabilir.”

Katılımcılardan Deniz Bozkurt ise ortaya çıkabilecek yapının bir üniversite bünyesi dışında var olmasının olabilirliği üzerine değerlendirmelerde bulunmuştur; “ders BELGELİĞİ, üniversitesi bünyesi dışında, daha geniş fiziksel bir mekanda, workshopların, üretimin, panellerin, sergilerin, atölyelerin, kısa dönem eğitimlerin olduğu bir oluşuma dönüşebilir diye düşünüyorum. Nesin Matematik köyünün başka bir versiyonu olabilir. İhtiyaç olması konusu tartışmaya açılabilir tabi kanımca burada önemli olan, öğrencileri ya da mezunlarından bu yönde gelen bir motivasyon/istek olup olmadığına bakmaktır. Lakin var ise, o zaman ihtiyaç da vardır demektir. Üniversite bünyesi dışında olmasının ders saati sınırlaması olmadan daha özgür bir ortam sağlayacağını düşünüyorum.”

Özkan Eroğlu ise ders BELGELİĞİ modelinin yaygınlaştırılmasını, bir eğitim müzesine dönüşmesini birçok farklı açıdan ele almaktadır; “ders BELGELİĞİ eğitim modeli, sanat eğitimine disiplinler arası, öğrenci merkezli ve yaratıcı bir yaklaşım getiren önemli bir girişim olarak Türkiye'de sanat eğitiminin gelişiminde önemli bir yere sahiptir. Bu bağlamda, modelin yaygınlaştırılması, sanat eğitimine zenginlik katacağı gibi öğrencilerin eleştirel düşünme, problem çözme ve yaratıcılık gibi becerilerini geliştirmelerine olanak tanıyacaktır. ders BELGELİĞİ'nin sunduğu atölye çalışmaları ve disiplinler arası etkileşim, sanat eğitimine tek yönlü bir bilgi aktarımının ötesinde, öğrencilerin sanat ile doğrudan bir bağ kurmalarını sağlamaktadır. Bu modelin farklı üniversitelerde, hatta liselerde ve diğer sanat eğitim kurumlarında uygulanması, sanata ve eğitime bütünsel bir bakış açısı getirebilir. Bu nedenle yaygınlaştırılması gerekir. Bu modelin kaybolmaması için de bir müze ile desteklenmesi önemli gözükmektedir. Zira ders BELGELİĞİ Avni hocamız ile hayat bulmuş bir proje olmakla birlikte A.E.F. Resim-İş Öğretmenliği programına eklenmesi gerekir diye düşünüyorum. Yani müfredata bir anasanat dalı olarak eklenerek disiplinler arası bir atölye olarak hayat verilebilir. Böylece sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulabilir. Bir ders BELGELİĞİ Müzesi fikri ise oldukça yenilikçi ve önemli bir katkı sunabilir. Bu müze, yalnızca sanat eserlerini sergilemekle kalmaz, aynı zamanda sanat eğitiminde kullanılan yaratıcı süreçleri ve disiplinler arası çalışmaları da belgeleyerek ziyaretçilere farklı bir öğrenme ve deneyim alanı sunar. Müzede, sanat, doğa, felsefe, müzik gibi alanlarda atölyelerin yer alması ve sanatın farklı disiplinlerle ilişkisinin gözler önüne serilmesi, sanatın eğitsel boyutunu topluma tanıtabilir. Böyle bir müze, sanat eğitimi alanında yenilikçi bir öğrenme merkezi haline gelebilir ve Türkiye’de sanatın geniş kitlelerle buluşturulmasına katkıda bulunabilir. Günümüz atmosferinde böyle bir yaklaşıma kesinlikle ihtiyaç var. Dijitalleşme ve hızlı bilgi akışı çağında sanat, insanların duygusal ve entelektüel gelişimlerine katkı sağlayan önemli bir alan olarak öne çıkıyor. Özellikle yaratıcı düşünme ve eleştirel bakış açısına olan ihtiyaç, sanatın eğitimde daha fazla yer almasını gerekli kılıyor. Sanat eğitiminin sadece teknik bilgi aktarımıyla sınırlı kalmaması, öğrencilerin sanatın doğasıyla etkileşime geçmesini sağlamak, onları topluma daha bilinçli bireyler olarak kazandıracaktır. Sonuç olarak, ders BELGELİĞİ’nin yaygınlaştırılması ve müzeleşmesi, hem sanat eğitimine yeni bir soluk getirebilir hem de Türkiye’nin sanat eğitimi anlayışına disiplinler arası ve öğrenci merkezli bir katkı sunabilir. Bu tür projeler, sanatı sadece bir öğrenme nesnesi olarak değil, aynı zamanda toplumu dönüştürebilecek güçlü bir araç olarak gören yaklaşımları teşvik eder.”......

 

BAUHAUS OKULU’NUN TÜRKİYE’YE YANSIMALARI: SANAT EĞİTİMİNDE BİR KÖY ENSTİTÜLERİ PRATİĞİ; “ders BELGELİĞİ” ATÖLYESİ ÜZERİNE BİR İNCELEME  >>>> Bu bağlantıdan hazırlanan kitapçığa ulaşabilirsiniz